-
Alışveriş sepetiniz boş!
En büyük güzellik sırrı, kendine güvenmek ve sevmek/sevilmekmiş, anlatılır durur. Bunu ilk kim söylediyse, yerden göğe kadar haklı. Yine de “dışarıdan” destek almak da lazım, bunu inkar edecek değiliz. Geçen gün favori güzellik malzemem ne diye düşünüyordum, cevap parfüm oldu. Yani ruj veya allık sürmesem de olur (ihtiyacım olmadığından değil) ancak sevdiğim koku olmadan bir şeyler eksikmiş gibi geliyor. “En sevdiğim koku” derken, abartmıyorum: Son dört-beş yıldır ısrarla aynı parfümü kullanıyorum. Farkındayım, her gün yeni ve harika seçenekler satışa sunuluyor, hatta zaman zaman bazılarını çok beğeniyorum, yani aklım çeliniyor… Ancak kullanmaya gelince alıştığım kokudan vazgeçemiyorum. Çevremdekilere sordum da, parfümüne sadık tek bir kişi tespit ettim. Üstelik o kişi, her yerde satılmayan ve eski sayılan bir kokuyu kullandığı için, bulamadığı dönemlerde parfüm sürmediğini, yani başka bir parfüm süremediğini de anlattı.
Bu arada, parfüm denen pahalı sıvıyı elde etmek hiç kolay değil. İlk seferinde bunu Fransa’nın parfüm merkezinde, Cannes’e 20 km kadar mesafedeki Grasse’ta denedim. (Grasse 16. yüzyıldan beri ülkenin parfüm üretim merkezi.) İkincisinde, İstanbul’da, pek çok parfümün geliştirilip üretilidiği büyük bir şirketin laboratuvarında parfüm yapmaya kalkıştım. Tabii ki bizimki biraz da eğlencesineydi, yine de o kadar uğraş, tüyo ve ölçüme rağmen elde ede ede, keskin bir gül suyu elde ettim. Bu işi hakkıyla yapanlara, gerçek parfüm yaratıcılarına, ki bunlara “burun” deniyor şapka çıkartıyorum.
Kısaca, güzel hissetmenin en kestirme yolu parfüm sürmektir. Madem parfüm parfüm dedik, konuyu birkaç öneriyle bitirelim. Ancak bu kısmını ”bir bilenden” değil de, “bir meraklıdan” diye okuyun lütfen.
Parfüm için en etkili güzellik sırrı dediysek, tabii ki biraz abartı, biraz drama söz konusu. Güzel kokmak için “parfüm banyosu” yapmaya gerek yok. “Sahneye çıkmadan önce bir şişe bitiriyorum” diyen sanatçıları taklit etmeyelim. Parfüm sürmekle parfümle “yıkanmak” arasında biraz fark var.
Güzel kokmak için parfümü temiz tene sürmek şart, yoksa tam tersi etki eder.
Parfüm sanıldığı gibi en kolay değil, aslında en riskli hediye. Sizin beğendiğinizi bir kokuyu bir başkası beğenmeyebilir ya da kendine yakıştırmayabilir.
Yazlık-kışlık ve hatta seyahat boyu versiyonları olan parfümler iyi fikir ve çok pratik.
Parfüm şişesini buzdolabında tutmak ne işe yarıyor? Sıktığınızda teninizde ısınırken kokusu artıyor. Biz mi öyle sanıyoruz yoksa gerçekten öyle mi emin değilim ancak bu şekilde muhafaza etmenin bir sakıncası yok.
Marylin Monroe gece yatarken sadece parfüm sürdüğünü söyemişti, meşhur laflarından biridir. Oysa parfümün geçmişi çok daha gerilere, Eski Mısır’a dayanıyor. Acaba Mısır Kraliçesi Nefertiti “parfüm” kullanıyor muydu?
Kaynak:Birinciblog.com